19-22 Eylül tarihlerinde düzenlenen Sign İstanbul Fuarı’nda yerini alan Kalender Lazer Sistemleri, Türkiye Distribütörlüğünü üstlendiği GSI marka eCO2 320 watt ürünlerinin yanı sıra, yeni üst segment lazer kesim sistemlerini ziyaretçilerle buluşturdu. Biz de firmanın Genel Müdürü Nafiz Kalender ile fuarda bir araya gelerek fuarla ilgili değerlendirmelerini aldık.
Öncelikle fuara dair genel değerlendirmenizi alabilir miyiz? Bulunduğumuz piyasa koşulları çerçevesinde fuarı nasıl buldunuz?
Genel olarak stabil bir fuar süreci geçirdiğimizi rahatlıkla söyleyebiliriz. Genel piyasa koşulları, iç ve dış pazardaki akışın bire bir kopyasını fuarda gözlemledik diyebiliriz. Her fuarda olduğu gibi yine üst segmentteki meslaktaşlarımızdan oluşan katılımcı profilinden memnuniyet duyduk. Fakat ziyaretçi profili maalesef beklentimizin altında kaldı. Ancak fuardaki ziyaretçi sayısının az olması ve piyasa koşulları her ne kadar kısıtlı olsa da, firma olarak tatminkar düzeyde geribildirim sahibi olduk.
Fuarda sergilediğiniz ürün grupları hakkında bilgi alabilir miyiz? Fuarda ilk kez lanse ettiğiniz yenilikler oldu mu?
Bu fuarda diğer fuarlardan ek olarak Türkiye Distribütörü olduğumuz GSI eCO2 320Watt tüpümüzü tanıttık. Ayrıca yeni nesil üst segment mekanik seviyesine sahip 60x40 çalışma alanı olan lazer kesim makinelerimizin de tanıtımını yaptık.
Üreticinin hammadde anlamında dışa bağımlı olduğu ve ithalat ağırlıklı bir sektör olarak, sizce mevcut ekonomik koşullardan en az etkilenmek için ne yapılmalı? Bu konuda hem malzeme ve makine üretici ve tedarikçilerin, hem de reklam üreticisinin alması gereken önlemler neler olmalı?
Bu konuda sektöre göre biraz farklı düşünüyoruz. Devlet bize yardım etsin, üretim yapalım mantalitesi maalesef artık çok eskide kaldı. İthalatı ihracata çevirmek de ekonomik bir başarıdır. Üretim alanında bize göre çok daha ileri düzeyde, üretim hatları stabil ve gelişmiş ülkelerle rekabet etmek yerine, farklı alanda gelişim sağlamayı daha uygun buluyoruz. Örneğin, üretim gücü yüksek ülkelerin tüm üretim hatlarına servis ve mühendislik desteği sunabilmesi neredeyse imkansızdır. Ülkemiz üretimde her ne kadar hızlı ilerlese de, kaliteli pazarlama, servis ve mühendislik kabiliyetleri sayesinde, üretim yapan ülkelerin işbirliği yapmak isteyeceği bel kemiği bir ülkedir. İster kabul edilsin ister inkar edilsin, Türkiye, Avrupa ve doğu ülkeleri arasındaki ticaretin belirleyici ve tamamlayıcı zincir halkasdır. Bu sebeple yapamadığımız üretimle vakit harcamak yerine, çok daha avantajlı ve güçlü olduğumuz pazarlama ve mühendislik alanlarına yönelmemizin ülkemizin için daha faydalı olacağının kanaatindeyiz.
Son olarak okuyucularımıza ve sektöre iletmek istediğiniz bir mesajınız var mı?
Üreticilerin, piyasa endişesiyle kalitelerinden vazgeçmemelerini; müşteri kitlesinin de dolar, piyasa ve diğer dış etkenlerden etkilenerek risk almaktan korkmamalarını temenni ediyoruz. Kaliteyi azaltarak dış etkenlerle mücadele edemeyiz. Aksine kaliteyi daha da üst seviyelere çıkartarak daha güçlü bir sanayileşme sürecine girmiş oluruz.